'Güneye Giderken’
adlı bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu öğrencisi Melis Aytekin tarafından TUR 102 dersi için hazırlanmıştır.Amacım sadece ödevi teslim
etmek değil,Muğla'daki güzel pek çok beldeyi sizlere tanıtmak ve farkındalığı üst seviyeye çıkarmaktır.Umarım
yazılarımı okurken yeni yerler keşfedebilme keyfine varabilirsiniz.
Güneye Giderken
29 Mayıs 2016 Pazar
Köyceğiz'deki güzel çay: Yuvarlak Çay
Şimdiki durağımız yuvarlak
çay. Yuvarlak çay geçtiğimiz yaz Muğla’ da adından oldukça söz ettiren yeni
gözde yerlerden. Burayı farklı yapan şey ise Köyceğizde bulunan Yuvarlak Çayı
boyunca kurulan birbirinden güzel size doğayla iç içe yemek yeme fırsatı sunan
restaurantlar.. Burada isterseniz balık da yiyebileceğiniz gibi tandırı da
sizlere önerebilirim. Eğer isterseniz çaya girebilir ya da bölgede keşif turu yapabilirsiniz.
Bölgeyi gezecek olursanız muhtemelen kayalardan ve ağaçların arasından suların
çıktığına şahit olacaksınız.
Ayrıca burada bulunan salıncaklarla çayın üzerinde
salıncağa binme fırsatına sahip olabilirsiniz. Geçtiğimiz yaz bunu denemiş biri
olarak gerçekten de eğlenceli bir deneyim olduğunu sizlere söyleyebilirim.
25 Mayıs 2016 Çarşamba
Fethiye'nin Güzellikleri: Saklıkent Kanyonu & Ölüdeniz
Muğla'daki yeni durağımız Fethiye. Fethiye her yıl yerli ve yabancı birçok turisti ağırlayan sadece deniziyle değil eşsiz doğasıyla da misafirlerini kendine hayran bırakan bir yer. Fethiye birbirinden güzel pek çok doğa harikası yerlere sahip ancak ben bugün sizlere Fethiye’de bulunan Saklıkent kanyonundan bahsedeceğim. Saklıkent kanyonu dünyada eşine ender rastlanılacak cinsten. Bu yüzden buraya gidenleri etkisi altına alıveriyor. Dağların arasından akan su temiz hava ve bol yeşillikle birleşince insana huzur veren bu güzel ortam doğuyor. Kanyonda suların içinden ve kayalık zemin üzerinde yürüyorsunuz ama buraya gelmeden önce kayalıklara asılmış yürüyüş yolundan geçmeniz gerekiyor. Saklıkente ilk kez çocukken ve kış mevsiminde gitmiş biri olarak şunu söylemeleyim ki o zamanlar köprünün altında akan gürül gürül su beni oldukça korkutmuştu. Ancak şimdi Saklıkent oraya her gittiğimde farklı şeyler keşfettiğim ve her fırsatta tekrar tekrar görmek istediğim bir yer. Ayrıca Saklıkent’e gittiğinizde birçok restaurant, cafe tarzında yerler görmeniz mümkün. Buralarda bir yandan doğanın keyfini çıkarırken diğer yandan karnınızı doyurabilirsiniz. Bu arada Saklıkent’e eğer yaz mevsiminde gittiyseniz suya girme şansına da sahipsiniz ancak şunu da söylemeliyim ki su oldukça soğuk.
Fethiye’ye
gelmişken Ölüdeniz’i anmamak olmaz tabi ki. Hakkında birçok efsane olan Ölüdeniz
insana huzur veren dingin bir yer bu yüzdendir ki her yıl birçok
misafir burayı tercih ediyor. Denizin suyu o kadar berrak ki bu da Ölüdeniz'in dikkat çeken bir başka özelliği Ayrıca ek bir bilgi Ölüdeniz kumsalı 2006 yılında
dünyanın en güzel kumsalı seçilmiş. Bu arada sahildeyken dikkat çeken bir diğer
ayrıntıysa paraşütler. Ölüdeniz yamaç paraşütü
için oldukça elverişli bir yer. Eğer isteseniz sizler de yapabilirsiniz. Bu arada beldede otellerde kalmak dışında kamp
yapabilir ve böylece bölgeyi daha iyi gözlemleme fırsatına sahip olabilirsiniz.
Fethiye ve beldeleri kamp kurmak için oldukça el verişli bir yer.
Bölgede birçok
kamp alanı bulunmakla birlikte benim örnek gösterebileceğim yer Katrancı Kamp
alanı. Bir yaz tatilinde gittiğimiz Katrancı bizim için çok keyifli bir kamp
deneyimi oldu. Hem kamp yapıp hem denize girme fırsatına sahiptik burada. Eğer sizlerde kamp yapmayı seviyorsanız, sizlere Fethiye’ye
geldiğinize bu güzel fırsatı kaçırmamanızı
öneririm.
19 Mayıs 2016 Perşembe
Yılların eskitemediği yer: Eski Datça
Şimdi
ki durağımız Eski Datça küçüklüğümden beri gitmediğim Eski Datça’ya yıllar
sonra bir bayram tatilinde ailemle birlikte gittik iyi ki de gittik bu sayede
çok güzel anılar biriktirebildim. Eski Datça adı üzerinde eski olmasına rağmen
otantik ve samimi havasıyla insanı içine alıveriyor. Aynı zamanda kalabalık ve gürültüden uzak oldukça sakin bir yer..Birbirinden güzel taş
evler , dar sokaklar gerçekten de o dönemde yaşıyormuş hissi katıyor insana.. Bölgenin yerli halkıysa sizleri o kadar güzel
karşılıyor ki oturup onlarla sohbet etmeden alamıyor kendini insan.. Bu arada
yolda yürürken gördüğünüz butikler de sizi çekiveriyor. Butik ve hediyelik eşya
satılan yerler dışında benim dikkatimi oradaki yerli halkın yaptığı el emeği
birbirinden güzel eserler çekti.
Eski Datça'nın birbirinden güzel ve renkli sokaklarının arasında gezerken bir anda kendimizi Can Yücel Sokağının önünde buluverdik. Son yıllarını çok sevdiği Eski Datça’da
geçiren Can Yücel Eski Datça’yı ne kadar çok sevdiğini her zaman dile
getirmişti bu anlamda o dönemin muhtarı da sokağın ismini değiştirerek Can Yücel Sokağı adını vermişti. Bu sokak aynı zamanda Can Yücel’in evinin bulunduğu sokak. Sokağın girişinde
Can Yücel’in En Uzak Mesafe adlı şiiri bizleri karşılıyor.Sokakta
ilerledikçe Can Yücel’in evini görebilirsiniz. Evinin önünde de onun şiirlerini görmeniz mümkün.Özellikle Can Yücel'i seven misafirler için Datça'ya gelmişken buraya mutlaka uğramalarını öneririm.
11 Mayıs 2016 Çarşamba
Marmaris'deki Gizli Cennet : Saklı Göl
Muğla'daki ikinci durağımız Marmaris. Ama Marmaris’e gelmeden önce sizlere
yol üstünde kısa bir mola verebileceğiniz Akçapınardan bahsetmek istiyorum. Akçapınar
geçmişte Marmaris’e giderken kullanılan güzergah üzerindeki bir köy ve sanırım
biraz da bu sayede insanlar Akçapınar'ı görebilme şansına erişebilmiş. Akçapınarı Muğla’da bu kadar ünlü yapan şey ise
ünlü Aşıklar Yolu. aşıkların üzerine isimlerini yazdığı, uzun okaliptüs
ağaçlarıyla çevrili bu yol görenleri kendisine hayran bırakacak cinsten. Ağaçların görüntüsüyle yol adeta ağaçlardan oluşan bir tünel görüntüsüne sahip
ve bu da harika bir görüntünün
oluşmasını sağlıyor. Hatta günümüzde
burada düğünler için fotoğraf çekimleri de yapılıyor. Daha önce aşıklar yolunda
bulunmuş biri olarak ise size şunu söyleyebilirim ki özellikle gün batımında
bir harika . Bu arada yolun sonunda sizleri meşhur akçapınar tostçusu
karşılar ve burada istediğiniz türde
tostu yiyebilirsiniz. Her gittiğimizde ki biz baya kalabalık bir ekibiz tıka
basa yediğimiz bu tostçudan çıktıktan sonra aşıklar yolunda tekrar yürüyüş
yapıp, bol sohbet eşliğinde keyifli vakit geçiririz.
Marmaris'deki durağımız ise Saklı Göl. Sedir Adası yolu üzerinde bulunan bu güzel belde Marmaris'e uzak değil bu yüzden rahatlıkla buraya ulaşabilirsiniz. Her zaman deniz, kum, güneş olmaz tabi.. Bazen yeni yerlerde keşfetmek, doğayla iç içe olmak istiyor insan. İşte Saklı Göl, bu yüzden diğer beldelerden farklı. Özellikle gittiği yerde doğallık ve huzur isteyenler için biçilmiş kaftan bence.Çünkü güzel manzarası ve oradaki sakin yaşam bence oraya giden herkese huzur verecektir. Ayrıca keşif yapmak isteyenler için Saklı Gölün harika doğası keşiflere açık. Her sene yerli ve yabancı birçok misafiri olan Saklı Göl buraya gelenleri kendine hayran bırakacak cinsten. Ayrıca Saklı Göl'de bulunan birçok restaurant sizler için kahvaltı, yemek ve mangal yapma imkanı sağlar. Burada temiz hava ve güzel manzara eşliğinde yemeğinizi yemenin tadını çıkartabilirsiniz. Daha önce Saklı Göle gitmiş birisi olarak sizlere Marmaris'e gelirseniz Saklı Köy'e gitmeden dönmemenizi öneririm.
Marmaris'deki durağımız ise Saklı Göl. Sedir Adası yolu üzerinde bulunan bu güzel belde Marmaris'e uzak değil bu yüzden rahatlıkla buraya ulaşabilirsiniz. Her zaman deniz, kum, güneş olmaz tabi.. Bazen yeni yerlerde keşfetmek, doğayla iç içe olmak istiyor insan. İşte Saklı Göl, bu yüzden diğer beldelerden farklı. Özellikle gittiği yerde doğallık ve huzur isteyenler için biçilmiş kaftan bence.Çünkü güzel manzarası ve oradaki sakin yaşam bence oraya giden herkese huzur verecektir. Ayrıca keşif yapmak isteyenler için Saklı Gölün harika doğası keşiflere açık. Her sene yerli ve yabancı birçok misafiri olan Saklı Göl buraya gelenleri kendine hayran bırakacak cinsten. Ayrıca Saklı Göl'de bulunan birçok restaurant sizler için kahvaltı, yemek ve mangal yapma imkanı sağlar. Burada temiz hava ve güzel manzara eşliğinde yemeğinizi yemenin tadını çıkartabilirsiniz. Daha önce Saklı Göle gitmiş birisi olarak sizlere Marmaris'e gelirseniz Saklı Köy'e gitmeden dönmemenizi öneririm.
2 Mayıs 2016 Pazartesi
Akyaka' da bir çay: Azmak
Merhabalar, "Güneye Giderken" diyerek başladığım bu yazımda sizlere Muğla'da bulunan birbirinden güzel yerlerden bahsedeceğim. İlk durağımız Akyaka. Akyaka dendiği zaman biz Muğlalıların aklına buz gibi suyuyla bizleri serinleten güzel manzarasıyla huzur veren Azmak Çayı gelir. Her gittiğimizde muhakkak çayın buz gibi sularında serinleriz. Ayrıca çayın kenarına kurulan balık restaurantlarında karnımızı doyururuz. Bu arada restaurantların çoğunda masaların bir kısmının çayın içinde olduğunu görürseniz şaşırmayın derim. Çünkü birçok misafir yemeklerini çayın içinde yemeyi tercih ediyor. Özellikle sıcak yaz günlerinde içimize ferahlatıcı bir hava veren Akyaka' da pek çok aktivite mevcuttur. Benim deneyimlediğim en keyifli aktivitelerden birisi Azmak Akvaryum Koyu turudur. Küçük balıkçı tekneleriyle yaklaşık bir saat süren bu turlar size dünyada eşine az rastlayacağınız bir fırsat sunar. Açıkçası ben tura başlamadan önce bu kadarını beklemiyordum ama turdan sonra böyle bir güzelliği gördüğüm için kendimi oldukça şanslı hissetmiştim.Gezimiz bizler için oldukça keyifli geçmişti. Su o kadar berraktı ki balıkları, yeşilin birbirinden güzel tonlarından oluşan su altındaki birçok bitkiyi, bu kadar net görüyor olmak bizi oldukça şaşırtmıştı.Tabi sonra hemen telefonlara sarılıp fotoğraf çekerek bu keyifli anları ölümsüzleştirdik.
Turlarda isteyenler için yaklaşık 10 dakika nehirde yüzme molası veriliyormuş. Biz kış mevsiminde tur yaptığımız için yüzemedik ama nehirde yüzmenin çok keyifli olacağına eminim doğrusu. Eğer bir gün yolunuz Akyaka' ya düşerse kesinlikle akvaryum turu yapmanızı mutlaka öneririm.
Turlarda isteyenler için yaklaşık 10 dakika nehirde yüzme molası veriliyormuş. Biz kış mevsiminde tur yaptığımız için yüzemedik ama nehirde yüzmenin çok keyifli olacağına eminim doğrusu. Eğer bir gün yolunuz Akyaka' ya düşerse kesinlikle akvaryum turu yapmanızı mutlaka öneririm.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)